14 Mart 2025 Cuma

Nerede O Eski Ramazanlar?

Nerede O Eski Ramazanlar?


Eskiden Ramazan denildiğinde akla, sadece aç kalmak değil; paylaşmak, sabretmek, huzur bulmak ve birlikte olmanın tadını çıkarmak gelirdi. Büyüklerimiz “Nerede o eski Ramazanlar?” dediğinde, aslında sadece nostalji yapmıyorlar, özlem duydukları şeyin ne olduğunu içten içe hepimiz biliyoruz: Saygı, sevgi ve muhabbetle örülmüş bir toplum…



Bugün ise Ramazan ayının anlam ve öneminden uzaklaşan bir yapı ile karşı karşıyayız. Artık bu ay, birçok kişi için sadece iftar sofralarının zenginliğiyle, gösterişle ve sosyal medya paylaşımlarıyla anılıyor. Oysaki Ramazan, özüne dönmeyi, ruhu arındırmayı ve insan olmanın temel değerlerini hatırlamayı gerektirir.


Ramazan’ın Önemi ve Anlamı


Ramazan, sadece bir açlık testi değil, insanın kendini tanıması için bir fırsattır. Nefsini terbiye etmek, sabretmek ve empati kurmak için bir aydır. Açlık çeken birinin halini anlamak, fakirliğin ne demek olduğunu hissetmek ve elimizdekilere şükretmek için bir aynadır.


Aynı zamanda bu ay, bireysel arınmadan çok toplumsal birlikteliğin de simgesidir. Eskiden mahallelerde iftar sofraları kurulur, insanlar birbirlerini ziyaret eder, en küçük bir hurmayı bile paylaşmaktan çekinmezdi. Şimdi ise kapılarımız kapalı, sofralarımız yalnız ve gönüllerimiz gittikçe soğuyor. Saygı ve sevgi bağı kopmaya başladı. Oysaki Ramazan, yalnızca oruç tutup aç kalmak değil, insan olmanın gerektirdiği tüm değerleri hatırlamak demektir.


Orucun Dini Yönü


Oruç, İslam’ın beş temel şartından biridir. Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi’nin 183. ayetinde:


“Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki takvaya erersiniz.”


diye bu ibadetin, insanın Allah’a yaklaşma yollarından biri olduğu vurgulanmıştır.


Oruç, sadece mideyi aç bırakmak değil, tüm kötü alışkanlıklardan uzak durmak, dilini, gözünü ve kalbini de arındırmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur:


“Nice oruç tutanlar vardır ki orucundan onlara kalan sadece açlık ve susuzluktur.”


Bu da gösteriyor ki oruç, yalnızca fiziksel bir açlık değil, zihinsel ve ruhsal bir yenilenme sürecidir.


Orucun Bilimsel Faydaları


Bilim de orucun sadece manevi değil, fiziksel faydalarını da ortaya koymuştur. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre oruç:

Sindirim sistemini dinlendirir ve yeniler,

Hücreleri onarır ve bağışıklık sistemini güçlendirir,

Zihinsel odaklanmayı artırır,

Vücuttaki toksinleri temizler,

Disiplinli bir yaşam tarzı kazandırır.


Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi’nin otofaji üzerine yaptığı çalışmalar, oruç tutmanın vücuttaki hücresel yenilenmeyi hızlandırdığını ve yaşlanmayı geciktirdiğini kanıtlamıştır. Yani oruç, yalnızca manevi bir ibadet değil, aynı zamanda vücudu baştan aşağı yenileyen bir sistemdir.


Ramazan Ruhu Nasıl Geri Kazanılır?


Bugün geldiğimiz noktada, eski Ramazanları sadece bir özlemle anmak yerine, tekrar yaşatmak bizim elimizde. Bunun için şunları yapabiliriz:

1. Gösterişten uzak durmak: Oruç, sosyal medyada paylaşılacak bir etkinlik değil, kişinin kendini bulma yolculuğudur.

2. İhtiyacı olanlara daha fazla yardım etmek: Paylaşmak, Ramazan’ın ruhunu en güzel şekilde yaşatır.

3. Aile ve dostlarla daha fazla vakit geçirmek: Ramazan, yalnızlık değil, birliktelik ayıdır.

4. Manevi yönü güçlendirmek: Sadece bedeni değil, ruhu da beslemek gerekir. Dua, tefekkür ve ibadetle Ramazan’ın gerçek anlamına yaklaşılabilir.


Eğer bunları hayatımıza geri kazandırabilirsek, belki bir gün bizim çocuklarımız da “Nerede o eski Ramazanlar?” demek zorunda kalmaz. Çünkü o Ramazanları, biz yeniden inşa etmiş oluruz…

Hadi eyvallah…


Share:

Bunlarada bak:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Teşekkürler