26 Aralık 2024 Perşembe

%100 çalışan bir beyin!

Beynimizin %100’ünü Kullansak Ne Olurdu? 

İnsanoğlu meraklı bir varlık. Her şeyi sorgular, her şeyi kurcalar ve bazen de durup “Acaba beynimizin %100’ünü kullansak ne olurdu?” diye düşünür. Düşünsene, oturmuş çayını yudumluyorsun, birden beynin turbo moda geçiyor. Şimdi gelin, bu hayali biraz kurcalayalım. 



Bir Süper Beyin 

Hayali Hollywood sağ olsun, beynimizin %100’ünü kullanınca hepimiz birer Lucy ya da Profesör X’e dönüşecekmişiz gibi bir algı oluşturdu. Telekinezi mi dersin, zamana yolculuk mu, yoksa bir anda kuantum fiziğinin kara tahtası mı? Ama gerçek şu ki beynimizin %100’ünü zaten kullanıyoruz, sadece aynı anda değil. Yani, beynimiz bir maratoncu; ihtiyaç duyduğunda doğru kaslarını çalıştırıyor. 

Peki, Hangi Bölge Ne İşe Yarar? 

Örneğin, beynimizin motor korteksi sayesinde elimizi kaldırabiliyoruz. Peki ya tüm bölümler bir anda aktif olsaydı? Cevap basit: Kaos. Düşünsene, bir yandan şiir yazıyorsun, bir yandan kahveni içiyorsun, diğer yandan da “Bu kediler neden bu kadar tatlı?” diye duygusal kriz geçiriyorsun. Beynimiz bunu kaldıramaz, çünkü her işlevin eş zamanlı çalışması bir elektrik fırtınasına yol açar. 

Bilim Ne Diyor? 

Bilim insanları, “Beynin %10’unu kullanıyoruz” efsanesinin tamamen bir yanlış anlaşılma olduğunu söylüyor. Beyin, nöron dediğimiz milyarlarca küçük hücreden oluşuyor ve bu hücreler sürekli iletişim hâlinde. Yani, beynimizin %100’ünü zaten kullanıyoruz, ama aynı anda değil. Eğer aynı anda kullanabilseydik, muhtemelen bu yazıyı okurken bile kafamızdan dumanlar çıkardı! 

Eğlenceli Bir Senaryo 

Diyelim ki beynimizin %100’ünü aynı anda kullanabiliyoruz. Ne olurdu? 

 1. Süper Hafıza: 3 yaşında kırdığın vazo için hâlâ vicdan azabı çekebilirdin. 

 2. Süper Zekâ: Matematik sınavında 5 saniyede 100 soru çözerdin, ama sonra “Neden bu kadar zeki oldum?” diye existential kriz yaşardın. 

 3. Aşırı Duygusallık: Bir reklamdaki kedi yavrusuna bakıp gözyaşlarına boğulurdun.

Beyin Böyle İyi 

Beynimizin %100’ünü kullanmak gibi bir fikre ihtiyacımız yok. Şu anki hâliyle zaten harikalar yaratabiliyoruz. Zaten beynimiz kusursuz bir organizasyonla çalışıyor. Yani, beynimize bir teşekkür borçluyuz. Belki de esas mesele beynimizin sınırlarını zorlamak değil, onu doğru şekilde kullanmayı öğrenmekte yatıyor. 

Kendimize zaman ayırarak, öğrenmeye devam ederek ve belki arada bir kahvemizi alıp “Ben zaten harikayım” diyerek yaşamak en iyisi. Kimbilir, belki bir gün beynimizin %100’ünü kullandığımızı fark ettiğimizde zaten kullanıyor olduğumuzu anlayacağız. Ama o zamana kadar, bırakın bu hayali Hollywood düşünsün. 
Biz şimdilik kedileri izleyip kahvemizi yudumlamaya devam edelim.

Hadi eyvallah…
Share:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Teşekkürler